(yazıda geçen olay gerçektir,mekan ve insan isimleri hayalidir)
Çini kursu açılacaktı.Bütün mahkumlar için merkezi anons sisteminden “Çini desenleme kursu açılacaktır, katılmak isteyenler dilekçe yazsın” şeklinde duyuru yapıldı.Bir hafta sonra elimize otuza yakın dilekçe geldi.F Tipi ceza infaz kurumu olduğumuzdan dolayı güvenlik tedbirleri nedeniyle en fazla on kursiyer alacaktık.

Ercan isimli okuma yazma kursunu başarıyla bitiren bir öğrencim vardı.Benimle özel görüşme isteyen dilekçesini işleme koyup görüşme odasında kendisiyle yaptığım görüşmede “Hocam, ben bu çini desenleme kursunu çok istiyorum.Sen benim lehime İdare ve Gözlem kurulunda oy kullanırsan çok memnun olurum” dedi.Bende, niye bu kadar çok istiyorsun?deyince,
-Hocam, ben sanatı çok severim, çini eserler her zaman benim ilgimi çekmiştir, dedi.
Kurulda, Ercan’dan ve okuma yazma kursunda gösterdiği başarıdan sözederek onu çini desenleme kursuna seçilmesini sağladım.Çini desenleme kursu başlayalı birkaç hafta olmuştu.Bende biraz merakımdan birazda “bizim Ercan napıyor?”düşüncesiyle çini kursunu ziyarete gittim.Kurs Hocası “Ercan’dan çok memnun olduğunu, en yetenekli kursiyer olduğunu” söyleyince çok sevinmiştim.En azından yetenekli olup ta seçilemeyen bir mahkumun hakkı zayi olacak diye bir endişemde vardı.
Aradan birkaç ay geçmişti, bu arada çini kursu bitmiş, Ercan’da Çini desenleme sertifikası almıştı.Sertifika alan hükümlü ve tutuklular için ödül töreni düzenlemiştik.Cezaevi Cumhuriyet Savcısı gelecek sertifikaları ve ödülleri takdim edecekti.Savcı Bey’i beklerken Ercan’la konuşma fırsatımız oldu.
-Hocam, ben haftaya tahliye olabilirim, avukat tutuklamaya itiraz etmiş.Büyük ihtimal haftaya çıkıyorum, dedi.
-Hayırlısı olsun, senin adına çok sevindim.Çıkınca artık Halkla ilişkiler müdürlüğü yapmazsın değil mi?diyerek takıldım.
-Hocam, o işlere artık tövbe ettim.Avukata söyledim, Marmaris’in en merkezi yerinde en büyük mağazasını kiralayacak.
-Hayırdır, turizm işine mi giriyorsun?
-Evet Hocam, çini sanatı işine giriyorum. Turistlere çini tabak, vazo ve biblolar satacağım.
-Yahu nerden aklına geldi bu iş, birazcık çini kursuna katıldım diye kendini Çinici mi zannettin?
-Hocam, işin püf noktasını öğrendim.Bu işte çok para var.Büyük bir ekip kuracağım, hem üretim atölyesi kuracağım hem de satış mağazası kuracağım.Hocam bu ecnebiler el emeği ve göz nuru el sanatlarına çok para döküyor.Beş liraya üretip beş yüz liraya satacağım Hocam.
-Yahu sen bu çini vazoların içine esrar koyar satarsın...
-Yok Hocam, ne esrarı ne eroini? Tövbe Hocam, ben artık sanatsever bir adam oldum.Ben cezaevinde sanatı ve sanatçıyı sevmeyi öğrendim Hocam...

*
Mahkum kabul bölümüne yeni bir tutuklunun geldiği bildirildi.İlk görüşme formlarını alarak tecrit odasına girdiğimde tanıdık bir yüz sırıtıp duruyordu.
-Hayrola Ercan! Yine mi sen? Uslanmadın mı?
-Merhaba Hocam, sizi çok özledim, dayanamadım geldim.
-Hani Marmaris’te çini mağazası açacaktın?
-Açtım Hocam..
-Eee..Ne oldu, işler yolunda gitmedi mi?
-Aylık kirası on bin lira olan çok büyük bir mağaza açtım Hocam.Yüz elli bin lira dekorasyona harcadım.Kütahya’dan beş yüz bin liralık çini eser getirttim.On tane alanında uzman eleman buldum.Çok büyük bir açılış yaptım Hocam.Kaymakam, Belediye Başkanı bütün ileri gelenler açılışa katıldı.

-İşler yolunda gitmedi mi yoksa?
-Bırak para kazanmayı mağaza kirasını bile ödeyemedik Hocam..
-Sonra ne oldu?
-Sonra Hocam, çini vazoların içinde esrar sevkiyatına başladık.Bir yılda kazanamadığımız parayı on günde kazandık Hocam..
-Eee .. Nasıl yakalandınız?
-Ben mağazada yokken, Kaymakam Bey’in eşi gelmiş.Çini vazo beğenmiş, parasını ödeyip almış.Elemanlarda çini vazoyu paketleyip Kaymakam Bey’in evine göndermişler.İşler ters gidecek ya...Kaymakam Bey’in evine gönderdiğimiz çini vazonun içinden esrar paketi çıkıyor...

-Ne demişler, su testisi, su yolunda kırılır...

Görüntülenme Sayısı:124